Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kapitalizmin Besin Kaynağı: Saldırganlık

Bana bir kapitalist göster, ben de sana bir kan emici göstereyim .  ( Malcolm X)          Üniversite yıllarımda hiç unutamadığım bir anı gözümün önünde tekrar belirdi. Siyasi görüşünü beğenmesem de bana kazandırdığı birçok şey için teşekkürleri bir borç bildiğim siyaset bilimi hocamın bir gün yapmış olduğu o önemli konuşma hala aklımdadır ve uzun yıllar bu anekdot hayatımda hep önem arz edeceğini düşünüyorum. Üniversitenin ilk yılı, ilk ders siyaset bilimine giriş dersiydi. O zaman yardımcı doçent olan hocam derse girdiğinde bize ilk aktardığı şey bilgiyi her yerde kazanabileceğimizdi. Kısaca şu kelimeleri bize ilk ders amacıyla aktardı: “ Arkadaşlar, bir siyaset bilimci yani siyaseti kendi hayatında meslek olarak seçecek bir kişi her zaman her yerde yeni bir bilgi için okumalıdır. Öyle ki yerde bir gazete parçası bile görseniz çöpe atmak için geçireceğiniz zaman diliminde üzerindekileri okumadan boş geçirmeyiniz.” Bu konuşma yaklaşık 14 senedir kulağımdadır. Bilgi sahibi olmada
En son yayınlar

Yaşamın Diyalektik Döngüsü 1

Cehalet  ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silahtır. (Karl Marx) Uzun zamandır unuttuklarımız var. Biz dil, din, ırk, cinsiyet veya kültür kimliğimizden önce bir insanız. Yani sadece bir etimolojik makine değil duyguları, istekleri ve farklılıkları olan bir insan. Ama sistem bizi yani insanlığımızı bir kenara itip en az maliyetle çalışan ve durmadan üreten makinelere benzetmek için elinden geleni yapıyor. Günü 24 saate bölen sistem, bunun 6 saatini uyumaya, 12 saatini çalışmaya, 2 saatini zorunlu ihtiyaçlarımıza ve geri kalan 4 saati de ideolojik pompala aracı olan TV, İnternet, sosyal medya gibi örümcek ağına bağlayarak bütün hayatımızı yönetiyor. Hafta sonlarını da, bir sonraki çalışma haftasına bizim hazırlanmamız için, gücünü tekrar toparlayan yani akülerini tekrar doldurmuş robotlara dönüşmemizi istiyor. Böyle bir hayatı kabullenip bu hayata karşı gelmeden, sahibinin istekleri üzerinden hayat geçiren ve böyle bir hayatın devamı için oy vererek iktidarda bulu

Kabahatin Affı Olmaz

Gözlerde bezginlik; ama gözyaşı yok, Gıcırdayan dişlerle, gene başında dokuma tezgâhının. Almanya, kefen bezini dokuyoruz, Senin katmerli belanı dokuyoruz. Dokuyoruz, dokuyoruz! ( Heinrich Heine )* ( Yukarıda bir parçasını yazdığım şiir, 1844 senesinde Almanya’nın Silezya dokumacılarının ayaklanması üzerine Paris’te Heinrich Heine tarafından yazılmış “ Dokumacılar “ adlı şiirden bir alıntıdır. ) Bir şeyler karalamayı kendinde borç bilen birçok kişi arada bir, bazen her gün herhangi bir dergi, kitap veya ansiklopedi karıştırdıkları bilinmektedir. Bende bu borç bilenlerden biri olarak geçenlerde bir ansiklopediyi karıştırırken belki de unutulan ya da sol tarih içerisinde bu ve buna benzer birçok olay olduğu için çokça bahsedilmeyen bir öykü olan Silezyalı dokumacıları okuduğumda hem yad etmiş olmak hem de onların öyküsünü bir yazıda aktarmadan geçmek istemedim. Eğer tarih sayfalarına derinlemesine inerseniz Silezyalı dokumacıların, Almanya'nın sınıf siyas

Merhaba

Yasaklarla dolu bir dünyada öylesine hiçbir şey yokmuş gibi yaşamak ve duyarsızca yasaklarla mücadele edenleri görmemezlikten gelmek bizim işimiz değildir ve de olmamalıdır diyenlerden misin? Yoksa Her daim yasaklar içinde olup da, boğazına kadar bok çukuruna battığını hissediyor ama karışmamalı demeyi içine sığdıranlardan mısın? Eğer ilkini hissediyorsan evet doğru yerdesin ve de doğru yerdeyiz... Sen ve biz kim miyiz? Çapulcuda denilen işe yaramaz, eli bilgisayar tutmayan, sokaklarda kızlı erkekli dolaşan, içkici ve ayyaş, kimine göre ateist kimine göre İsrail ajanı, kimine göre ise piyon olarak adlandırılan biz yasaklanmış düşüncelerin yasaklanmış hayatların birer asi çocuklarıyız... Başlamalı bir yerden diyorsak... Evet, başlamalı yeniden bir yerlerden... Nasıl başlamalı sorusuna yeni olmayan ama tutarlı bir başlangıç bulunmalı... O da yazmak, aktarmak ve anlatmak... Yapılacak iş basit bir kalem bir kağıt ve de paylaşmak için bir internet ve bilgisaya